27 Ekim 2010 Çarşamba

ne pavlovun köpeği gibi ol istedim aslında, ne de aykırıkların diyarından gelen öfke ol...içime alırken seni, sen ol istedim... sen kal öyle, iyice yerleş içime, tut orada numaralı yerini, seyir eyle benim hayatımı ama benimle ;yer gösteren adam kıskançlıkla baksın bize... imzamızı istesin çıkarken, adımızı söylesin, o kadar seveyim ki seni o bile bilsin; sen o kdr sev ki şaşırsın. erkek milleti olma işte... hayat zayıflıklarımızın pişmanlıklarından ibaret bir müsvedde... tutuyoruz ya utanmadan, yazık diyorum doğamayanlara... yeterince yer var, herkes bir arayışta , ben o felsefenin ta amk:(zaman hain;ne yaparsan yap gidişini durduramadın tek yarin; seni ölüme adım adım yaklaştıran tiktak lardan ibaret... gel herşeye kıy da, harcama ömrünü... ahhh o ömür sensiz geçecek ya, ne diyeyim?

13 Ekim 2010 Çarşamba

roxanne

kadın adamı gördü. adam yakışıklı değil, hatta kadının standartlarına göre çirkin bile sayılabilir. ama kadının adama ihtiyacı var o vakit. kadının '' güzel'' olduğunu duymaya;''ihtiyaç'' olmaya ihtiyacı var o vakit. kadın aç, kadın muhtaç... kadın olmak zor onun için, o geri dönmek istiyor o gün, tam o saatte belki , o dakikada, o saniyede... dönemiyor... hiçbir şeyi düzeltemiyor... o zaman sen çirkin olmuşsun ya da güzel ne farkeder, devam ediyor kadın, hafif alkollü... haddine göre  fazla, etrafına göre hafif:)o yüzden sarıldı o kadın sana, o yüzden kandı; yoksa kadın akıllı, her zaman!!! biliyor ki aşk yok, aşk olamaz, aşk oyun, aşk hastalık, aşktan dersini aldı o... ördü duvarlarını... aşkta edebiyat yok onun için; gerçeğin edebiyatı olmaz ve onun aşkı gerçekti; sus sus sus sus ne olur!!!!!git dedi sana kadın!!! git, uzak dur, aşk değilim ben; ben aşığım zaten ama başkasına, çok aşığım, uzun zamandır aşığım, git!!! sen bil, sen kurtar kendini... yoooooook, sen erkek kılıfına büründün o vakit, adam olmak geçti içinden, gel dedin, gel bana, bana güven, beni sev:) palavraydın sen, öyle bildiğin sözlükteki anlamıyla palavra, öyle yalandın sen, öyle dolan...ama hadi dedi kadın, senin oyununu oynayalım, oyna yeter ki benimle ben çok sıkıldım; hadi eğlendir beni, mutlu et;)edebildin mi??? ahhhh yaaaaaa, sen erkeksin işte, sokaktaki, bardaki, toplu taşıma aracında ya da son model arabandaki erkek ne fark eder???karşılarken sonuna kadar  açtığın kollarındaki cesaretini veda  ederken gösterememiş bir şey, şeysin sen!!! şeyyy!!!neysin bulamadım işte amk:( şimdi git!!! tam şimdi!!!ben bile s.kerim giderken seni:) pardon mu??? hyr özürler yok benden, af dileyeceksen sen dile... ben oyunu oynadım sadece, sen yaptın mızıkçılığı... hiç sevmem , sevemedim mızıkçıları...hadi git hakikaten başka oyunlara sen yaaaaa

12 Ekim 2010 Salı

aşkın ilk evresi ''şizofreni''dir.

şizofreni :İçe kapanma, gerçeklere kayıtsızlık ve şahsiyet ikileşmesi, zihin bölünmesi, İçe yönelik düşünce yapısının yerleşmesi şeklinde beliren bir psikozdur. Şizofren kendine Özgü bir Dünya da yaşamakta, ilksel ve benmergezci (egosantrik) bir düşünce yapısına sahip bulunmaktadır. Kendi iç dünyasına yerleşmiş olan Şizofren Bir düşler aleminde yaşamaktadır. Bu hastalığa yakalanma yaşı genellikle 15-35 yaşları arasındadır.

 işte bu da şizofreniyi sevmek için gayet yeterli bence.ha seversen ekime sevmezsen s..... pardon:)